top of page

Batı Tıbbında Hastalık ve Doğu Tıbbında Semptom (Belirti)

Güncelleme tarihi: 25 Eki 2023

Merhaba sevgili listik okuyucusu, Bugün bence çok önemli olan bir bakış açısını ya hatırlayacak ya da öğreneceksin. (= Doğu tıbbı ve batı tıbbı arasındaki yaklaşım farklılığı için senin yorumun nasıl olacak merak ediyorum.


HASTALIK ve SEMPTOM (BELİRTİ)

İlk olarak bu bloğu yazmama sebep olan sevgili Nil Gün hocamın Meridyen terapisi kitabından aldığım bir çok bilgi ve örnek gibi sizlere batı tıbbı ve doğu tıbbının karşılaştırıldığı bir tabloyu göstermek isterim sonrasında detaylı örnekler ile devam edeceğim.


KARŞILAŞTIRMA TABLOSU

MODERN TIP - BÜTÜNSEL SAĞLIK

MEDİKAL BAKIŞ

BÜTÜNCÜL BAKIŞ

​Hastlaık odaklıdır.

sağlık odaklıdır.

Beden pasiftir.

Doktor ve hasta işbirliği içindedir.​

Beden pasiftir.

Beden pasiftir.

Beden hastalandığında dışarıdan verilen destekle tedavi edilir.

Beden yaşam enerjisi akışı dengelendiğinde kendisini iyileştirme gücüne sahiptir.

Virüs, bakteri, mikrop, hava koşulları genetik miras gibi nedenler bedeni sağlıksız kılar.

​Hastalıklar stres kaynaklıdır. stres duygusal, gıdasal, fiziksel ya elektriksel olabilir.

Semptomlar hastalıktır. semptomlar tedavi edilerek sorun ortadan kalkar.

​Semptomlar bedenin, enerji dengesini bozulduğunu gösteren ikaz işaretleridir. Ve bedenin kendini iyileştirme sürecinin görünen yüzüdür.


Hastalık batı tıbbının tanımıdır. Batı tıbbına göre bedenin ağrılı, acılı, şişmeli, akıntılı gibi belirtiler göstermesi vücudun hasta olduğunu gösterir. Fakat doğu tıbbına göre bu yalnızca bir alarmdır. Doğu tıbbı bu durumu hastalık değil semptom yani belirti olarak ele almaktadır. Ve belirtilerin bedenin kendi kendini iyileştirme süreci olduğunu söyler. Örnek verecek olursak’’ bir doktor tansiyon (kan basıncının) ‘’çok yüksek’’ olduğuna karar verirse yüksek tansiyon teşhisi koyar ve bedenin kan basıncını düşürmesi için bir ilaç verir. Oysa beden kan basıncını yükseltmiştir. Çünkü, kan damarları yağ ve toksinlerle doludur. Kan dolaşım sisteminde dengesizlik oluşmuştur. Kalp bedenin değişik bölgelerine kan pompalamak için kan basıncını yükseltmek zorunda kalmıştır. Beden içinde bulunduğu kötü durum için en iyi yolu seçmiştir. Bu durumu batı tıbbı “yüksek tansiyon” hastalığı olarak görmektedir. Çin tıbbı için bir semptom olarak değerlendir. Çin tıbbının asıl öğretisi şöyledir; semptomlar kendini göstermeden önce bedenindeki enerji kanalları üzerinde çalış ve sağlıklı kal.


Doğu Tıbbı ve Batı Tıbbının Birlikte Çalışması Gerekliliği

Tekrar batı tıbbını ele alalım. Batı tıbbı hastalık teşhisi koyar, görünen semptom her ne ise hastalık o’dur. Bugün alternatif tıp ya da tamamlayıcı tıp olarak bilinen bazı yöntemler ise insanı bir bütün olarak ele alır. Zihinsel, bedensel ve ruhsal şifanın bu üç boyutta gerçekleştiğini vurgular. Zihinsel bir süreç nasıl olur da bedeni etkileyebilir dersen sana bir hatırlatmada bulunabilirim. Yaşadığın bir üzüntüde bedenin nasıl tepkiler verdiğini hatırla. Canının nasıl yandığını, belki ağladığını, belki kendini ifade edemeyip içeride sıkışıp kaldığını, kalp atışlarının hızlandığını, nefesinin kısaldığını… İşte zihinsel sürecin bedenine etkileri. Batı tıbbı tüm bu olayları tek tek ele alır. Psikolog, psikiyatr, kalp doktoru, beyin cerrahı gibi onlarca farklı bölümle hastalıklara derman olur. Bu iyi birşey. Uzmanlaşılmış alanlar var. Fakat burada eksik olan şey bireyin bir bütün olarak değerlendirilememesidir. Tamamlayıcı tıp ve modern tıbbın birlikte çalışması gereklidir. Tamamlayıcı tıp çeşitlerinden biri olan enerji tıbbının işe katılmamasıdır. Ne dedik yukarda zihin bedeni etkiler, beden zihni etkiler, her ikisi ruhu etkiler. Bunları tek tek alındığında ve işbirliği yapmadığında, herkes kendi alanındaki hastalıklarla mücadele eder. “Hastalık” olarak teşhis koyduğu “semptomlara” ilaç verir. Herkes bedeni iyileştirmeye çalışır. Fakat teşhis bütünsel değil bölgeseldir ve geçici bir çözüm sunarak bedendeki belirti her ne ise onu bastırır. Şimdi bir de bütünsel olarak bedenin gösterdiği belirtileri ele alalım.Bir örnek ile devam edelim. Beş bin yıl öncesinden var olan kadim bilgiler sayesinde, duygular ve organlar arasındaki ilişkiyi biliyoruz. Bedende semptom gösteren bir organ olduğunu varsayalım ve bu organ da akciğerlerimiz olsun. Akciğerler üzüntü, keder, yas deneyimlerini bedene rezone olmasını sağlayan organımızdır. İnsan üzüntü, keder duygularıyla uzun süre savaş verdiğinde, akciğer meridyeni tıkanmaya başlar ve organ ya da o sistemin parçalarında ağrı, döküntü, kaşıntı gibi semptomlar olarak kendini gösterebilir. Tabi buna bağlı olarak duyguyu aşırı deneyimleme sonucunda diğer meridyen kanalları da bu durumdan etkilenir. Örneğin fazla üzüntü ile tıkanan kanallar öfkeyi tetikleyebilir. Öfke ise karaciğerin yaydığı bir duygudur doğal olarak zincirleme bir dengesizlik meydana gelebilir. Öfkenin aşırı deneyimlenmesi fark edilmez ise zamanla karaciğer veya bağlı olduğu diğer organlarda da belirti görünebilir. Karaciğer iltihaplı semptomlar gösterebilir. Bu durum batı tıbbı tarafından karaciğer yağlanması, enzim dengesizliği gibi teşhisler konularak bir ilaç tedavisine başlanır. Karaciğerin bu durumda olmasına sebep olan öfke göz ardı edilir.

Bu duruma bütünsel bir bakış açısıyla yaklaşılırsa, enerji bedeni üzerinde yapılan çalışmalar, bedendeki yaşam enerjisini aktifleştirecektir. Psikoterapi gibi zihinsel bir destek öfke kontrolünü destekleyecek, ihtiyaca göre bitkisel tedaviler ve spor bilimleri uzmanlarıyla da beraber götürülecek bu süreç holistik bir yaklaşımla iyileşmeyi beraberinde getirecektir. Karaciğer ve bağlı olduğu sistem kendini iyileştirmeye başlayacaktır.



İlaç Tedavisi

İlaç tedavisinde, vücuda zerk edilen kimyasallar bedenin her tarafına yayılır. Bilinçli varlıklar değillerdir. Ve hastalığı gidip bulup onunla özel olarak ilgilenemezler. Bedenin bütününe yayılır, hiç ihtiyacı olmayan organlar da ilacın içindeki maddeleri deneyimler. Bu durum rahatsızlıklara yol açabilmektedir. Örneğin karaciğeri yorgun bir hasta düşünelim. Karaciğerde oluşan yorgunluk/tahribat yüzünden enzimlerinde dengesizlik olsun. Bu hasta ciddi bir cilt problemi karşılaştığında ilaç tedavisine başlanamayacaktır. Çünkü, Roaccutane gibi ilaçlar belirgin şekilde ciltteki problemi çözse de karaciğeri yormaktadır. Karaciğeri yorgun bir hastada bu tedaviye başlayamayacaktır. Bu sebeple karaciğere iyi gelecek alternatiflere yönelmek gerekecektir. Hem karaciğere iyi gelecek besinlerin tüketilmesi işe yarayacaktır. Hem de karaciğer meridyenini çalıştırmak bu sorunun çözümüne katkıda bulunacaktır. Bir örnek daha vermek isterim. Kullandığı ilaçlar midesine zarar vermesin diye üstüne bir de mide ilacı kullananları duydunuz mu? ilaç mideye zarar verince midede ki ağrı acı semptom her ne ise onu baskılayarak diğer organı iyileştirirken, mide de yeni sorunlara yol açmaktadır. Benzer tüm deneyimler meridyen kanallarındaki enerji akışlarına zarar verir ve bedende ki birçok semptom durmaksızın artar. Organlara yeterli yaşam enerjisini taşınamazsa beden iflas dahi edebilir. İşte tüm bu akış iki farklı bakış açısının beraber çalışmamasından ortaya çıkan bir hezeyandır. Bugün batı tıbbı, enerji tıbbı ile beraber çalışmalı, işbirliği halinde yürütülen bir tedavi süreci hastanın bütünsel iyiliğini sağlamalıdır.

Bence en önemli kısmı bütünsel yaklaşımla tedavi olan bireyler, holistik olarak yani zihinsel, bedensel ve ruhsal olarak da sağlıklı olacak. Düşünsene dünya nasıl bir yer olur? Senin hayal gücüne bırakıyorum. ((= Ama merak etme sevgili listik okuyucusu zaman geldi. Bilim ve ilim birleşiyor. Farkındalıklar yükseliyor. Birçok doktor bu holistik yaklaşımla ilgilenmeye başladı. Hatta en çok sevdiğim danışan, doktorlar tarafından yönledirilenlerdir. Danışan doktor ve enerjistile işbirliği halinde yürüttüğümüz, danışanın da aktif olduğu bir iyileşme sürecini beraberce yöneterek başarıya ulaştıklarımızdır. Danışanın aktif olması, semptomun zihinsel, bedensel ve ruhsal süreçlerinden haberdar olması, değişime ve iyileşmeye istekli olmasıdır. Yalnızca ilaçlar ya da enerji terapileri ile değil sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz gibi kendisine verilen programa uyumlu ilerlemesiyle hızla sağlığına kavuşabilir. Ama maalesef teknoloji çağına geçilmesiyle her birimiz tembelleştik. Egzersiz, yürüyüş tansiyona iyi gelmektedir ama ilaç içmek çok daha kolay görünmektedir. Doktorlarda sıklıkla hayat tarzının değiştirilmesi gerekliliğinden bahsetmektedir.


Şöyle bir toplayacak olursak yukarıda bahsettiğim gibi, geleneksel çin tıbbı der ki; Hastalıklar meridyenlerdeki enerji akışının tıkanmasıyla oluşan semptomlardır. Ve semptom da vücudun kendi doğal yöntemleriyle dengeyi sağlayarak kendini iyileştirme sürecinin bir parçasıdır. Meridyenlerdeki enerji dengesi korunursa hastalık oluşmaz. Fakat bazı öngörülemeyen durumlar olabilir. Örneğin trafik kazaları, düşmeler, yaralanmalar, duyguların aşırı deneyimlenmesi, kronik rahatsızlıklar gibi çoğaltılabilir. Bu durumlarda da enerji kanalları tıkanabilmektedir. Batı tıbbı bir çok hastalık ve tedavi yönteminin varlığını savunur doğu tıbbı ise bu hastalıkları hastalık olarak değil semptom olarak görür ve sekize ayırır.

Bunlar aşağıdaki gibidir.

  • Ağrı

  • Katılaşma (skleroz)

  • Nekroz (Doku ölümü)

  • Akıntı

  • Şişme

  • İltihap

  • Yükselen beden ısısı

  • Sinir sinyali problemleri

Kökteki probleme ulaşmadan yapraktaki nekrozlu ( ağrılı, katılaşma, akıntı, şişme) parçayı kessek ne olur. Sorun çürüyen yaprakta mı? Yoksa o ağacın kökünde mi?


Bir blogumun daha sonuna geldik.

haydi tekrar et.

ufak niyetler yolunu aydınlatır. (=

Benim ve bütününün en yüksek hayrına olacak şekilde gelişmemiz için neler mümkün?




















 
 
 

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

 2023 by Nihal YILMAZ.

© Copyright
bottom of page