İnançlarınız Seçimizlerinizdir
- nihal yılmaz
- 4 Şub 2024
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 6 Şub 2024
Sevgili listik okuyucusu bu konu oldukça önemli bu bloğumu dikkatlice okumanı hatta bir kaç defa okumanı tavsiye ediyorum. Hadi gel inanç kavramına şöyle bir giriş yapalım. Öncelikle Niyetlerimizle başlayalım. Niyetler İnançları oluşturmaktaki en büyük adımlardandır.
Blogumun kolaylıkla anlaşılması
Kolaylıkla şifalı bir yazı olması
Kolaylıkla yolunuza ışık olması
Şifaya hazır olan insanlarla buluşması için
En yüce iyiliğim ve bütünün en yüce iyiliği için en yüce koşullarda yazılmasına niyet ediyorum.
Ve konuyabaşlamadan Mevlana Celaleddin Rumi ile şöyle bir özet geçelim.
"Düşüncelerine dikkat et,
Davranışın olur.
Davranışına dikkat et,
Alışkanlıkların olur.
Alışkanlıklarına dikkat et,
Karakterin olur.
Karakterine dikkat et,
Kaderin olur."
Mevlana Celaleddin Rumi
İnanç nedir ?
İnanç, bireyin, bir şeye ya da bir konuya yönelik olarak, güvendiği ve doğru olduğunu kabul ettiği düşünce ya da kavramdır.
Nasıl oluşur?
Peki bu güven duyduğumuz doğru bilip bayrağını elimize alıp ordan oraya koşturduğumuz bu inançlar nasıl oluşuyor?
Deneyimler: Kişisel deneyimlerimiz, inançlarımızın temelini oluşturur. Yaşadığımız olaylar, inançlarımızı pekiştirmeye veya değiştirmeye yol açabilir.
Çocukluk Öğretileri: Ailemizden, öğretmenlerimizden ve diğer yetişkinlerden öğrendiklerimiz, inançlarımızı şekillendirmede önemli bir rol oynar.
Çevresel Etkiler: Toplumumuzun değerleri, kültürü ve inançları da kendi inançlarımızı etkileyebilir.
Nereleri etkiler?
İnançlarımız Oluştuktan Sonra Ne Olur?
İnançların Hayatımıza Etkisi:
Karar Verme: İnançlarımız, aldığımız kararları ve yaptığımız seçimleri etkiler.
Hayat Algısı: Dünyayı ve olayları nasıl algıladığımızı belirler.
Yaşam Deneyimi: İnançlarımız, ilişkilerimizi, işimizi ve genel olarak yaşam deneyimimizi etkiler.
Biraz daha detaylandıralım.
Bilinçaltımız görevi gereği bize tüm deneyimleri unutturur. Çünkü hayata devam etmemiz için bizi korumaya alır. Bu iyi bir şeydir ancak bilinçaltımız yaşadığımız deneyimlerin duygularını unutmaz ve tüm inanç kalıplarını oluşturarak dolmaya başlayan bir çöp kutusuna dönüşür. Fakat bu çöp kutusunu boşaltmayı unutuyorsak ya da bilmiyorsak bu atık kutusu, üzüntüyle, utançla, değersizlikle, yetersizlikle, kıskançlıkla, öfkeyle gibi gibi ifade edilmemiş anlaşılmamış ötelenmiş duygularla dolar. Ve nereye gidersen git kuantum tezahür alanından geçerek hayatında form bulur. Yani aynı duyguları sana tekrar tekrar hatırlatarak seni tetikleyerek tüm formları hayatında gösterime sunar.Bilinçaltındaki tüm çöpe doldurduğun duyguları inançları sana geri verir. Hayatımızı oluşturan bilinçaltı kayıtlarımıza göre aldığımız kararlar oluşur. bu kararların içinde yargılar belirir, yagılarımız inançlarımızın unsurudur ve kendi zihin haritamızdaki inançlara yargılara göre deneyim alanımızı tezahür ettirmeye başlarız. Tezahür yaratım demektir. Yani inançlarımızla hayatımızı deneyimlerimizi işimizi, eşimizi, evimizi aklınıza gelebilecek her şeyi yaratırız.
Örneğin; Çocukken ailenden sevgi gördüysen sevilmeye değer olduğuna inanırsın ve karşına böyle insanlar çıkar hayat senin inancını onaylayarak sevileceğin ilişkileri formları tezahür etirir çünkü inancın budur.
Bunun tam tersi bir örneğe bakalım
Çocukken aile içi şiddette maruz kaldığınızı varsayalım. Babanın alkolik olduğu bir seneryoyu elealalım. çocukken yaşadığımız bu deneyim, bazı kararlar almamıza sebep olabilir. Erkeklere karşı oluşmuş negatif inançlar oluşturabiliriz.
örnek
Güvensizlik: Baba figüründen sürekli olarak tehdit ve korku algısı, tüm erkeklere karşı güvensizlik duygusu yaratabilir.
Korku: Fiziksel veya duygusal şiddet, erkeklerle yakın ilişkiler kurmaktan çekinmeye yol açabilir.
Öfke ve kızgınlık: Baba figürüne karşı duyulan öfke ve kızgınlık, tüm erkeklere genellenebilir.
Düşük özgüven: Sürekli eleştiri ve aşağılama, özgüven eksikliğine ve değersizlik hissine yol açabilir.
Bağımlılık eğilimi: Sevgi ve ilgiyi şiddet içeren bir ortamda arayan çocuk, yetişkinlikte de sağlıksız ilişkilere eğilim gösterebilir.
Bu tür deneyimler, bilinçaltında "erkekler tehlikelidir", "güvenilmezdir", "sevilmeyi hak etmiyorum" Tüm erkekler babam gibidir. Gibi inançlaın oluşması, sağlıklı ilişkiler kurmaya engel olabilir.Çünkü bu inançlar,fark edilip şilandırılmadığı sürece tekrar tekrar deneyimlenecektir. Güzel bir ilişki yaşama ihtimalinde de sabote etme eğilimi görünecektir.
Sabotaj eğilim nedir?
Bu eğilim, ilişkide iyi giden bir dönemde, bilinçdışında yer alan korku, güvensizlik ve değersizlik duygularının ortaya çıkmasıyla kendini gösterir. Şiddet ve kötü muameleye tolerans gösterme eğilimi, geçmişteki olumsuz deneyimlerin normalleştirilmesiyle ilgili olabilir. Birey, sağlıklı sınırlar koymakta zorlanabilir ve bu da ilişkinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini engelleyecektir..
Aynı zamanda, yakınlık kurma korkusu da sabotaj eğiliminin bir parçasıdır. Geçmiş travmalardan kaynaklanan bu korku, duygusal bağlanmaktan ve ilişkide derinleşmekten kaçınma eğilimine yol açabilir. Bu durum, ilişkide bir uzaklaşma ve duygusal mesafe yaratma eğilimi olarak kendini gösterir.
İnançların geleceğini yaratır.((=
İyi de bu nasıl mümkün dediğini duyar gibiyim. Güzel! soru sormak niyet etmek gibidir cevabı her daim gelir. (= Şimdi bu nasıl mümkün bunu anlatacağım. Konumuz kuantum fiziğine geldi(=
Kuantum Fiziği ve İnançlar:
Sevgili listik okuyucusu, evrende var olan var olma olasılığı olan her şeyin enerji olduğunu kuantum fiziği sayesinde biliyoruz. Kuantum fiziğinde ölçülebilen, gözlemlenebilen evren %4’lük kısmı oluştururken evrenin %96’sı ölçülemeyen, gözlemlenemeyen, hesaplanamayan karanlık enerji ve karanlık maddeden oluşmaktadır. %96’lık bu alana kuantum tezahür alanı deniyor. tüm yaratım işte bu alanda başlıyor.
Kuantum alanında tezahür ettirmenin aşamaları şöyle ilerliyor; Evrendeki her şey gibi düşüncelerimizde enerjidir.Düşüncelerimiz, belirli bir frekansa sahip enerji dalgaları olarak kabul edilir.Ve düşüncelerimiz %96’lık kısma ait olan görünmeyen ama var olduğunu bildiğimiz bir enerji formudur. Ve kuantum tezahür alanında yaratım şöyle başlar, kuantum tezahür alanında düşünceler yaratımın ilk adımıdır. Düşünceler duyguya dönüşür duygu inancımıza dönüşür inancımız ise dünya platformunun %4lük ölçülebilen kısmında form bulur ve yaratım gerçekleşir.
İnançlarımızı değiştirmek kolay bir iştir ancak istikrar gerektirir,
Bunun için:
Farkındalık önemlidir, hangi inançlara sahip olduğumuzu ve bunların hayatımızı nasıl etkilediğini fark etmeliyiz.
Sorgulamak farkındalık getirir. İnançlarımızı sorgulamak ve bunların ne kadar doğru olduğunu araştırmak önemlidir.
Yeni İnançlar Oluşturmadan önce geçmiş inançları şifalandırıp temizleyip yerine, bizi destekleyen yeni inançlar geliştirme çalışmaları yapmalıyız.
Yukarda saymış olduğum şekilde oluşturduğumuz inançlarımız bizi limityor, engelliyorlar. Çocukken verdiğin bir kararı bugün bilinçli zihninde farkında olmayabiliyorsun dedik. Bu inançları dönüştürmezsen şifalamazsan hayal ettiğin gerçek ile rezone olmazsın. Önce alttaki negatif inançlar değişecek sevgiyle şefkatle. Bu zamana kadar sana hizmet ettikleri için teşekkür edilecek ve uğurlanacak. Ondan sonra yeni inançlar kodlanacak ve hayallerinle rezone olman mümkünhale gelecek. Her yerde manifestler var şöyle yap para aksın, burdan fırlasın, sağdan kaysın, oldu! Sevgili listik blog okuyucusu yukarda öğrendik, düşünce kalıplarını kelimelerini cümlelerini kelam bilgeliği ile değiştirmezsen inançlarını da değiştiremezsin. İnançlarını değiştirmezsen yaşamını değiştiremezsin. Gözünü kapattığında neyin hayalini kuruyorsan o hayali de-ne-yim-le-ye-mez-sin. Net oldu bence. Aynı dairenin içinde döner durursun. Olaylar değişmiş insanlar değişmiş patronlar değişmiş sevgililer değişmiş gibi durur ders aynı derstir soru aynı sordur. İnancın neyse evren sana o inancı yansıtır. İyi kötü bilgisi yoktur. Senin inancın neyse manfestin budur. Ee Nihal bıdı bıdı yazmışsın da biz bu inançları nasıl değiştireceğiz. Nerden bulcam neye inandığımı? Heh bana bu sorularla gel(: bir sonraki blogumda Niyet etmenin beynimizde nasıl etkiler yaptığı ve inançlarımızı dolayısıyla hayatımızı değiştirmek için nasıl kullanacağımızı anlatarak bu sorunuzun cevabını vermeye başlayacağım.
ama merak etme sana ilk adımı atman için hemen bir kapı açacağım.
Buraya inançlarınızı değiştirmek için atacağınız ilk minik adımların niyetlerini yazıyorum.
Bir kalem kağıt al ve yaz lütfen pratik etmezsen hiç bir şey değişmez. inançların deneyimlerle yeni kodlamalarda eylemlerle oluşacak. Yeni eylemlerin bilincin sıçramasına yardım edecek. Her gün niyetlerini tekrarla ben de kısa zamanda niyetin gücünü ve nasıl niyet edileceğini kendi yolculuğumdan esinlenerek izah edeceğim.
Geçmişten gelen ve bugün ihtiyacım kalmayan tüm negatif limitleyici inançlarımı fark etmeye ve şilandırmaya niyet ediyorum. Bu sürecin Kolaylıkla, yumuşaklıkla, en yüce iyiliğim için, en yüce şekillerde ve koşullarda deneyimlenmesine niyet ediyorum.
Ve tüm bu niyetlerimi tüm zaman, mekan, boyut, beden, boşuk ve alanlarımda şifalanmasını talep ediyorum.
diyorsun ve ilk adımı atmış oluyoruz.
Blogu bitirirken de Gandhi ile şöyle bir toparlayalım.
"Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinizedikkat edin; duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin;davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin;alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…"
Mahatma Gandhi
Listiklendin sevgili okuyucum.
Hayatta her şey senin, benim, bizim en yüksek iyiliğimiz için oluyor.





Yorumlar